Çevremdeki tüm insanlara sorsanız seks hikayeleri kelimesinin içinde bulunacak biri değil der. Lakin seksi cici anneme tecavüz ettim başlığından da anladığınız üzere ortada müthiş bir intikam söz konusu. Şimdi arkanıza yaslanmanızı ve başımdan geçenleri dinlemenizi istiyorum. Her şey çok ağır, tanıdığım kimseye yaşadıklarımı anlatamıyorum. En azından burada paylaşım bir nebze olsun huzura, rahatlamaya kavuşmak istiyorum.
İlkokul ikinci sınıfta filan olmam lazım. Birçok arkadaşım o yaşlarını zerre hatırlamıyor olsa da ben her detayıyla yatıp kalkıyorum. Kavgasız, gürültüsüz bir hayatımız vardı. En azından ben öyle hatırlıyordum. Annem de babam da beni seviyordu. Zengin değildik ama öyle düşkünlüğümüz de yoktu. Her istediğim alınıyor, geçim sıkıntısı yaşamıyorduk. Perşembe günüydü. Son derse girmiştik. Dersin ortalarında içeriye müdürle birlikte babam girdi. Hocamla aralarında kısa bir görüşme yaparken gözüm babamdaydı. Yıkılmış bir haldeydi, kafasını yerden kaldırmıyor, gözlerindeki kızarıklığı görebiliyordum. Küçüktüm ama bir sorun olduğunu anlayabiliyordum. Komik gelecek ama gün boyu zaten içimde bir huzursuzluk vardı. Hissetmiştim sevgi dolu, güler yüzlü annemin beni bırakıp öbür dünyaya göç ettiğini…
Aylarca ağladım. Mekandan, zamandan tamamen kopmuş gibiydim. Cenaze, akrabalar, eş, dost… Hepsi baş sağlığı diliyordu ama ne anlama geldiğini bile bilmiyordum. Annem yoktu, ölmüştü. Bunun dışında hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu. Sadece nefret vardı içimde. Bana bunları yaşatan yaratana, hayatın ta kendisine isyanım vardı. Daha ilk günden evimize bir kadın girip çıkmaya başlamıştı. Bu kadının adı Perihan’dı. Babamın arkadaşıymış, öyle tanıştırılmıştı. Perihan her geçen gün daha da fazla gelip gitmeye başladı. Sonra evimizde kalmaya başladı. Aradan geçen bir yılın ardından evlenip yeni bir sıfata büründü; cici anne! Yalan yok, bana karşı aşırı sabırlıydı. İyi kötü benimsemeye başlamış, yavaş yavaş hayata geri dönmüştüm. Fakat içimdeki öfke, nefret hiç dinmedi. Tersine her geçen gün katlanarak arttı.
Zaman Ne Beni Ne De Öfkemi Dinledi
Zaman akıyordu, kimseni de durdurmaya gücü yetmiyordu. Ne beni ne de öfkemi dinliyordu! İlk zamanlarda gözümü ayırmadan baktığım o duvar saatinin sesi kafama kazınmıştı. Tik tak, tik tak, tik tak…
Eğitim hayatım bir yıl geriden geliyordu.17 yaşındaydım ama daha lise ikiye gidiyordum. Perihan’a cici anne de değil direk anne diyebiliyordum. Babam 39 yaşına cici annem ise 36’ya girmişti. Her ne kadar babam her geçen gün biraz daha yaşansa da Perihan öyle değildi. Kendine çok iyi bakıyordu. Sporunu yapar, yediklerine dikkat ederdi. Hiç hamile kalmayışının da faydasını görmüş olmalıydı. Çünkü o iri cicikleri hala her erkeğin aklını başından almayı başarıyordu. Yüzünde tek bir kırışıklık yoktu. Makyajsız hali bile güzeldi ama üstüne makyaj da yapınca seksi kelimesi bile yetersiz kalıyordu. Fakat aklımdan geçirdiğim bu düşünceler azgınlıktan filan gelmiyordu. Öz annem kadar olmasa da ilgisi, sevgisi ve sürekli bana yardım etme çabası en azından cici anne statüsünün hakkını veriyordu.
Bir türlü geçmek bilmeyen öfkem yüzünden inanılmaz asileşmiştim. Okulda korkulan, ters bakmaya cesaret edilemeyen biriydim. Bildiğiniz belalı tiplerdendim. Babamdan çok cici annem okula gelir kavgalarımdan ötürü benden çok azar işitirdi. Fakat Perihan ısrarla arkamda dururdu. Benim oğlum yaptıysa vardır bir bildiği derdi. Lise iki de babamı da ikna edip beni kick boksa yazdırdı. Başlarda istemem filan desem de bana da iyi gelmişti. Artık okulumda, sokaklarda değil yapacağım kavgayı ringde yapıyordum. Gelişen vücudum, daha sakin tavırlarım kızların da ilgisini çekiyordu.
İlk aşkım nisa Sınıfın en güzel kızıydı bence. En azından bana öyle geliyordu. Öğle arasındaydık. Çok nadir eve giderdim. Evle okul arasında zaten 15 dakika kadar mesafe vardı. Yürüyerek git gel ancak eziyet oluyordu. Kantinden tost yaptırıp ayranımla birlikte sınıfıma, cam kenarındaki en arka yerime geçmiştim. Kimsecikler yoktu ki kalabalığı zaten seven biri değildim. Yaşadıklarımdan ötürü bir tık daha olgundum akranlarımdan. Hepsi de aptalmış gibi hissettiriyordu. O yüzden okulda pek arkadaşım vardı diyemiyorum. Kavgacı da olduğumdan yanaşmıyorlardı. Fakat sınıfın en güzel kızı Nisa öyle düşünmüyormuş…
Tostu yarılamış, ayranımdan yudumumu alırken Nisa kapıdan içeriye girdi. Tek başınaydı. Beni görmüş ama hiç selam dahi vermeden kapı girişindeki en ön sıradaki yerini almıştı. Altında siyah külotlu bir çorabı, üzerindeyse okul üniforması vardı. Sırtını duvara vermiş, ayaklarını sırasında uzatarak öylece duruyordu. Tostumu yemeye devam ederken kaçamak bakışlar attığını görebiliyordum. Bir, iki, üç…
- Bir şey mi oldu?
- Ne gibi?
- Bilmem sen söyleyeceksin.
- Neden?
- Bakıp duruyorsun ya, ondan diyorum.
- Rahatsız mı oldun?
- Hayır, sadece nedenini merak ettim.
Yerinden doğrulup yavaş yavaş bana yürümeye başladı. Çakma sarı saçlarının yarısı önüne, diğer yarısı arkasından göğüs hizasına kadar uzanıyordu. Herhalde sınıfın en iri göğüslü kızı oydu. Gözleri siyahtı ama o bakışları insanın içini titretmeye yetecek kadar iddialıydı. Daha lisenin başında erkekliğimi keşfetmiş, kızlara daha farklı gözlerle bakmaya başlamıştım. Mastürbasyonla kendimi tatmin edebiliyordum ama hiç seks yapmamıştım. Nasıl bir his olduğunu da merak etmiyorum desem elbette büyük bir halan olurdu. Anlayacağınız testosteron seviyem onun bana attığı her adımda katlanarak artmıştı.
Karşımdaki sıranın üstüne kalçasını yerleştirdi. Bacak bacak üstüne atarken eteğinin altındaki karanlık beni daha da çok azdırmıştı. Nefesimin düzensizleştiğini hissedebiliyordum. Sonunda suskunluğunu bozup dile geldi:
- Merak ediyorum…
- Nasıl, anlamadım?
- Sordun ya niye bakıyorsun diye, sadece seni merak ettim.
- Neyi merak ettin ki?
- Neden okulun yarısının senden korktuğunu, kavgacı oluşunu, cidden boks yapıp yapmadığını…
- Ne anlatabilirim veya anlatmak istiyor muyum bilmiyorum…
- Bilmeyecek bir şey yok, sonuçta senin hayatın. Mesela boks yaptığın doğru mu?
- Evet, senenin başında başladım.
- Okuldaki kavga edişlerini çok izledik, ringe çıktın mı hiç?
- Evet…
- Ağzından kerpetenle laf mı alayım Murat, anlat işte!
Bana doğru yaklaşırken kafamdan geçirdiğim bin bir türlü zevk dolu seks hikayeleri yavaş yavaş uzaklaşıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Bana ilgi duymuş, merakını cezbettiğim güzel kız Nisa’nın nasıl ilgisini kaybetmeyeceğini düşündükten sonra kısa ve ergence cevaplarımdan vazgeçtim.
- Annemin fikriydi, kick boks. Evet, defalarca ringe çıktım. Eskisi gibi kavgacı değilim. Sinirimi, stresimi o salona girdiğim gibi atmış oluyorum. Tabi sen daha çok nasıl kavga ettiğimi, işin heyecanlı taraflarını merak ediyorsun değil mi?
- Yani, açıkçası öyle.
- O zaman bugün ısınmadan sonra aramızda ufak bir müsabaka dönecek. Eğer istersen izleyici olarak gelebilirsin.
- Cidden mi?
- Yani istiyorsan evet, gelebilirsin.
- Evet çok istiyorum, geleyim.
Aşırı heyecanlanmıştı ve o heyecanı beni de heyecanlandırmıştı. Öz annem dışında birileri ilk defa beni ringde izleyecekti. Aslında benim yaşımdakileri öyle ringe filan çıkartmıyorlardı. Fakat hoca bendeki azmi görünce özel ilgi göstermeye başladı. Her ne kadar gelecek hayallerimin içinde kick boks olmasa da bu aralar hayatımın en güzel detayıydı. O yüzden sıkı sıkıya sarılıyor, benden yaşça büyüklerle ringde kıran kırana mücadele ediyordum.
Telefonlarımızı kaydetmiştik. Sohbeti devam ettirip daha da yakından birbirimizi tanımaya başlamıştık. Fakat yavaş yavaş sınıfın içi dolmaya başlamış, öğrenciler geliyordu. Nisa da yerine geçmişti. Her teneffüste yanıma gelip bir şekilde sohbet edecek konu bulurdu. Sürekli hayatlarımızı da değil, genel geçer her şeyden konuşuyorduk. Tabi daha acılarımı anlatacak kadar güvenmiyordum.
Saat dört gibi salona geçmiştim. Bir saatlik ısınmamızın daha yarısında hayatım boyunca unutmadığım en iyi sikiş hikayesi yaşatıcım da gelmişti. Tabi daha ısınma bitmediğimden onu ringin ve izleyicilerin oturacağı yere aldım. Öyle çok büyük bir yer değildi zaten. Müsabaka dediğime de ben dahil yedi kişi katılacaktı. En ufakları da bendim. Üç yıldır sert çalışanı da benden sonra başlamış olanı da vardı. Tabi buna isteyen katılıyordu. Ben de o isteklilerden biriydim. Cici annemin işi olduğundan gelemeyecekti, en azından öyle söylemişti bir hafta kadar önce söylediğimde. Fakat yine beni yalnız koymamak için çıkıp gelince Nisa’yla da tanışma fırsatı buldu. Müsabaka detayına çok girmeyeceğim, öyle abartı bir kapışma dönmedi ama ikinci olmayı da başardım. Salondan çıkarken yediye çeyrek filan vardı. Annemin kanı kaynamıştı Nisa’ya. Akşam yemeği için ısrarcı olunca ailesinden izin alan Nisa evimize kadar gelmişti. İlk defa eve kız arkadaş getiriyordum ki henüz ilişkimizin adı bile konmamıştı.
İlk Seks Hikayemde Anneme Yakalandık
Annem mutfakta dünden kalan yemekleri ısıtırken babamın gelmesine daha vardı. Biz de beraber odama geçtik. Sözde evi gezdiriyordum ama sabahtan beri testosteron seviyemi katlayan Nisa’yla yalnız kalmayı istiyordum. Yatağın üzerime geçip uzanmıştım.
- Ne gündü be, çok yoruldum.
- Harikaydı gerçekten. Uzun zamandır böyle güzel vakit geçirmemiştim…
O sırada ben yatağın kenarına kaykılırken aslında onun da yanıma uzanması için yer açmıştım. Bir süre baktıktan sonra davet beklediğini varsayıp:
- Gelsene yanıma…
Çekimserdi ama kabul etmişti. Yanıma uzanmıştı. Yüzlerimiz birbirimize dönüktü. Gözünün önüne düşen saç tellerini yavaşça elimle kulağının arkasına götürdüm. Nefes alışverişinin derinleştiğini hissedebiliyordum.
- Evet, senin sayende çok güzel bir gün oldu. Keşke her gün böyle yanımda olsan. Tuhaf bir his, tarifini yapamıyorum ama sen varken kendimi huzurlu hissediyorum.
- Aslında bu hissettiklerini ben uzun zamandır senin için hissediyorum ama bir türlü gelip konuşmaya cesaret edemedim. Sen de kafanı kaldırıp etrafına hiç bakmadın.
- Bilseydim ne yapardım bilmiyorum. Belki de böyle olması daha iyi oldu…
- Yani şimdi biz…
- Evet, sevgiliyiz! En azından ben isterim ya sen?
- Tabi ki…
Yakınlaşan Nisa’nın adımını karşılıksız bırakmayıp dudaklarına yapıştım. Aslında tam olarak da ne yaptığımı bilmiyordum. Doğru mu öpüşüyordum, yoksa izlediğim şeylerden yanlış mı anlamıştım bilmiyordum. Fakat Nisa kendini geri çekmiyordu. Hatta saçlarımın arasında parmaklarını gezdiriyordu. Bense yavaş yavaş belindeki elimi kalçasına doğru indirmiştim. Bedeni o kadar yumuşaktı ki oyun hamuru gibi yoğurmam gerektiğini düşünüyordum. Altında kot pantolon vardı ama kalçasının her detayını rahatça hissedebiliyordum. Sikim patlayacak gibi dimdik olmuştu. Kalçasının ardından bluzunun altından elimi göğüslerine doğru çıkarttım. Aldığım zevkin, hazzın tarifini yapmakta zorlanıyorum. Fakat her saniyesini, adımını unutmadan zihnimde tutuyorum. Boşalacak seviyeye gelmiştim, tek bir kere dokunsa patlardım. Annemden çekindiğinden yapmadı ki elimi pantolonundan içeriye sokmak istediğimde elimi tutup ‘olmaz’ demişti kısık sesiyle. Müthiş sikiş hikayeler içinde yer almazdı ama benim nezdimde harika bir sevişmeydi. Başlangıç için bence harikaydı ki annemin içeriden hadi çocuklar diye çağırmasının üzerine hışımla yanımdan kalktı Nisa. Peşine bende kalkınca eşofmanımın altında dimdik duran sikimi daha net görmüş oldu. Hafif gülümseyerek:
- Oha dimdik olmuşsun
- Bu halde de bırakmazsın ya
Gülmesine eşlik ederken sikimi düzeltmeye çalışıyordum ama inmeye hiç niyeti yoktu. Nisa bir adım daha atıp bana yaklaştı. Hafif yanıma doğru çekilerek eşofmanımın içine elini sokup kavradı:
- OFF çok güzel bir his ya
- Bir de bana sor Aşkım
- Aşkım he?
Daha da sıkı kavrayıp sıvazlıyordu. Tam olarak ne yaptığını biliyor gibi değildi ama boşalmak için biraz daha sıvazlaması yeterliydi. Bununla yetinmeyen Nisa, dizlerinin üstüne çöküp eşofmanımı indirdi. Sikim yüzüne çarparken ağzına alıp sadece bir kere yalamasıyla şarıl şarıl ağzına boşaldım. Daha da beteri kapı bir anda açıldı ve içeriye cici annem girdi. Ağzındaki döllerden midesi kalkan Nisa yere tükürürken benim de hafiften sönmeye yüz tutmuş sikim annemin karşısında duruyordu.
- Çocuklar ne yapıyorsunuz siz!
- Şey, bir şey yapmadık.
- Yahu sizin yaşınız kaç daha, erken değil mi?
- Bir şey yapmadık ki, öpüştük sadece.
- Tamam tamam, kapat bakıyım penisini. Gel Nisa’cım sen de.
Nisa’yla odadan çıkan cici annemin üzerine bende peçetemle sikimi ve yerdeki tükürükleri temizledim. Çok tuhaf bir andı ama utanma en son hissedeceğim duygulardan biriydi. Ben odadan çıkarken Nisa ve annem de banyodan çıkmışlardı. Nisa aşırı kızarmış, utanmıştı.
- Hadi gelin mutfağa
Nisa’ya bir şey olmaz sakin ol derken ailesinin bunu öğrenip öğrenmeyeceğinden endişe ediyordu büyük ihtimal. Neyse ki yemeklerimizi dolduran annemin yaptığı konuşmayla rahatlamıştık. Cinselliği, bunun ne kadar normal olduğunu, korunmamız gerektiğini filan birçok detaya girdi. O kadar rahat konuşuyordu ki bizler de utanılacak bir şey yapmadığımızı anlamıştık. Hatta bu açıklığı fırsat bilip sigara içip içmediğimizi sorgulamıştı. Nisa’nın daha önce birkaç kere denediğini yeni öğrenmiştim. Ben hiç içmemiştim. Alkole de sigaraya da merak saracak olursanız ikisinden de uzak durun. Alkolü de arada sırada tüketecekseniz tüketin. Hatta canınız isterse gelin bana söyleyin, beraber deneyelim. Fakat bütün bu konuşmaları kimseye anlatmayın anlaştık mı? Kemale ermemiş adult hikayeler deneyimimden sonra bu muhabbet cici anneme karşı duyduğum saygıyı arttırmıştı. Fakat bu teklifinin aynı zamanda ondan nefret etmemi sağlayacağını hiç düşünmemiştim.
Bu Kadar Huzurlu Hissederken…
Nisa’dan sonra gerçekten hayatım çok gitmeye başlamıştı. Çok daha güleç, insansı olmuştum. Beni hayata, insanlara kazandırmıştı. Bu kadar huzurlu hissederken lise son sınıfta benden ayrılan Nisa, çekip çıkardığı kuyuya beni tekrar atmıştı. Peşinden koşacak, ne olur dön diyecek kadar gurursuz değildim. Bir karar vermişti ve ben de buna saygı duymak zorundaydım. Dışarıya karşı her ne kadar bunu gösteriyor olsam da içim kan ağlıyordu. Sevgilimle olan ilişkim aslında cici annemle daha da yakınlaşmamı sağlamıştı. Hemen her şeyi anlatıyor, sır saklamıyordum. O da bundan gayet memnundu ki akıl hocam gibi olmuştu. Ayrıldığımızı söylemek istesem de duruşumdan, halimden, tavrımdan anlamıştı. Geçip gideceğini, bu kadar üzülmem gerektiğini söylüyordu.
Cumartesi günüydü, babam iş için şehir dışına çıkmıştı. Annemse beş gibi işten çıkıp eve elinde poşetlerle gelmişti. Bense sabahtan akşama kadar televizyon izlemiş, sevgilimi düşünmüş, ağlamıştım. Hoş geldin demeye bile kalkmamıştım ayağa. Üzerindeki montunu çıkartmadan televizyon seslerine kulak kabartarak salona gelmişti.
- Murat… Murat…
- Hoş geldin anne
- Pek hoş bulmadık Murat! Hemen kalkıyorsun, duşa girip kendine geliyorsun. Ben de üzerimi değiştirip yemeğe başlayacağım. Bugün felekten bir gece çalacağız, aşk acını dibine kadar yaşatacağım sana…
Gülüyordu, enerjikti ama ben onun kadar iyi hissetmiyordum. Fakat akıl hocamı dinlememe gafletine düşecek değildim. Belli belirsiz, kısık ve isteksiz halimle:
- Tamam…
Salondan çıkan annem üzerindeki montu vestiyere asıp odasına doğru geçti. Bende peşinden kalktım. Annem ve babamların yatak odası eve girince hemen sağda kalıyordu. Benim de salondan çıkıp sağa dönüp, holün sağında kalan banyoya girmem gerekiyordu. Nedenini bilmiyorum ama giderken kafamı çevirmiş, kapısı açık olan annemi soyunurken görmüştüm. İş gömleğini çıkartmış altındaki mor dantelli sutyeniyle ayna karşısında kıyafet seçiyordu. Yürümeye devam ediyordum ama daha ağır adımlar atmaya başlamıştım. Hoşuma gitmişti onu o halde görmek. Arından eteğini çıkarttı. Külotlu çorabının altındaki sutyeniyle uyumlu külotu da hafiften belli oluyordu. Sikimin hareketlenmeye başladığını hissedip hemen kafamı çevirdim ve bunun doğru olmadığını telkin ederek banyoya girdim. Sanki hiç onları görmemişim gibi aklıma yeniden sevgilim geldi. Sevişmelerimiz, sekslerimiz, bakışları, kokusu… Bu hikaye nasıl aile içi hikayeler olacak diye merak ediyor olabilirsiniz ki zaten ikimiz de böyle bir şey beklemiyorduk.
Duşumu alıp banyodan çıkmıştım. Odam hemen çıkınca solda kalıyordu. Sağda da kiler niyetine kullandığımız ufak oda vardı. Odama girmeden önce yine kafamı nedensiz çevirip arkama bakmıştım. Annem üzerini çoktan değiştirmiş, mutfağa girmişti. Beni fark edince:
- Hadi üzerini giyin gel, bekliyorum…
Direktifinin üstünden geçen on dakika kadar sonra üzerimi giyinip odamdan çıkmıştım. Mutfağa yaklaştığımı görünce:
- Gel bak, sana ne göstereceğim
İçeriye girmemle birlikte dolabın kapağını açmıştı. Hemen kapakta 100’lük bir rakı şişesi duruyordu.
- Daha önce içtin mi?
- Rakı değil ama votka filan içtik.
- Güzel, ben de öyle çok dayanıklı değilim ama hazır baban da yokken rahat rahat keyfini çıkaralım!
- Pek keyfim olduğu söylenemez ama seve seve eşlik ederim tabi ki.
- Rahat ol, ben keyfini yerine getireceğim.
Fakat dediğinin tam tersini yapmış hayatımın şokunu yaşatmıştı…
Ben Senin Anneni…
Yemeği hazırlarken yardım etmemi istemiş, bir de müzik açtırmıştı. Arabeskin dibine vurmaya başlamıştık ama bir şeylerle uğraşmak nedense müziği duymamama, bir şey yaptığım için mutlu olamama yetmişti. Çeşit çeşit mezeler, kuzu kavurma hazırlamıştık. Gelirken de yaprak sarması filan almış menüyü iyice zenginleştirmişti. Masayı salondaki orta sehpanın üzerine kurmuştuk. İlk defa rakı içeceğim için de yalan yok heyecanlıydım. İlk kadehimizi annem kaldırmıştı:
- O halde tüm mutsuzlukları unutmaya!
Şişeyi yarılayana kadar bir yandan müzik, bir yandan sohbet gerçekten beni aşırı rahatlatmış ve hassas hale getirmişti. Çoktan sevgililik muhabbetlerini geçmiştik. Hatta kendimi bir ara biraz fazla kaptırıp +18 hikayeler de anlatmıştım. Bunları dinlemek bile hoşuna gidiyor gibiydi. Fakat benimle birlikte hüzünleniyordu. İlk defa onu böyle bu kadar kırılgan görmüştüm. Tabi henüz sebebini bilmediğimden sohbetimizi devam ettiriyorduk.
- Yanlış anlama, öz annemin gösterdiği sevgiyi sonuna kadar gösterdim. Yine de onu çok özlüyorum. Yanımda olması için canımdan can vermeye hazırım. Bitmeyen öfkemin tek nedeni de onun olmayışı.
Bu konuya girmem onu fena halde üzmüş, gözü yaşarmıştı. Bunu fark edince ben de üzülmüş, hemen yanına gidip:
- Özür dilerim, seni kırmak istemedim. Sen olmasaydın zaten ne halde olurdum bilmiyorum. Sana minnettarım, hakkını asla ödeyemem.
- Aslında ben senin anneni tanıyordum.
Ne babamın ne de cici annemin ağzından daha önce böyle bir şey duymamıştım. Ben öz annemi özlüyorum dedim diye üzüldü sandım ama olayı daha farklı gibiydi. Kabaran merakım ister istemez çakır keyfimi dağıtmıştı.
- Nasıl yani?
- Biz babanla beraberdik o zamanlar. Yıllardır saklıyoruz bu gerçeği, senden ve herkesten.
- Sarhoşsun, yalan söylüyorsun…
Fena halde babama öfkelenmiştim. O gözyaşlarının yalan olduğunu düşünmüştüm. Hapsetmeye çalıştığım öfkem patlayacak gibi kabarmıştı aniden.
Susmuştu, rakı şişesine uzanıp kadehini tazeledi.
- Konuşsana, ne demek beraberdiniz?
- Bir akşam ofiste sevişirken bizi yakalamıştı annen. O günden sonra baban benden uzaklaşmaya başladı. Her uzaklaştığında benim de canımdan can gitmeye başladı. Annenden nefret ettim…
- Neler anlatıyorsun Perihan, kendinde misin sen?
- Offf off! Yıllardır sakladığım bu sır belli etmek istemesem de her geçen gün içimi kemirdi. Sana ne kadar iyi davranırsam o kadar suçum hafifler sandım ama olmadı. Sen ne kadar öfke duyuyorsan ben de o kadar ıstırap duyuyorum.
- Allah belanızı versin, senin de babamın da!
O sırada öfkem düşünmeme engel oluyordu. Perihan doldurduğu kadehi fondip yaparken ben de yeni bir rakıyı sek doldurdum. Aşırı öfkeliydim ve Perihan’a zarar vermekten korkuyordum. Elim resmen titriyordu.
- Şüphelenmiştim, annem ölür ölmez evden çıkmaz olmuştun zaten. Fırsat kolluyordun değil mi? Yoksa annemin kazasında payın mı var? Belki babamın da var. Birlikte olmak için annemi…
Sözümü tamamlayamamıştım çünkü saçmaladığımın farkındaydım. Biricik annem ölürken meğer acı çekiyormuş bana hiç belli etmeden. Yanımda hıçkıra hıçkıra ağlayan Perihan:
- Özür dilerim… Özür dilerim… Gerçekten hayattaki tek pişmanlığım evli biriyle beraber olmak. Ama aynı zamanda tek mutluluğum da babanla, seninle beraber bu evde olmak.
- Orospusun sen! Evet, orospuların kraliçesi hatta! Evli adamlarla birlikte olan basit bir orospu!
- Deme, lütfen öyle deme. Seni evladım gibi bildim. Babanı da çok mutlu ettim.
Her ağzından çıkan cümle beni daha da sinirlendiriyordu. Salonun içinde volta atıyordum. Her attığım adımda öfkem geçmiyor daha da azıyordu.
- Evladım he, evladın siksin seni! Orospu karı!
Ayağa kalktı, ayaklarıma kapanıp özür diliyordu. Saçlarından tutup ayağa kaldırdım.
- Seni affetmemi mi istiyorsun?
- Soyun!
- Ne?
- Soyun, hemen şimdi!
Karşımda mal mal duruyordu. Neden bunu istediğimi anlayamıyordu. Öyle melül melül bakması daha da sinirime dokunmuş üzerine hışımla gidip yırtarcasına kazağını çıkartmıştım. Banyoya girerken gördüğüm dantelli mor sutyeni vardı. Karşılık vermiyordu, kafası yere eğikti.
- Neden yapıyorsun bunu?
Ağzından çıkan belli belirsiz bu sözün üstüne saçlarından çekiştirerek kanepeye attım. Altındaki gri eşofmanı da hışımla çıkardım. Karşısında eşofmanımı bakısırımla birlikte indirirken:
- Mutluluğunu mahvediyorum! Cezan bu…
- Yapma, ne olursun yapma!
Onu duymuyordum. Anneme yaşattığı seks hikayeleri üvey oğluyla kocasına yaşatacaktı. Hem babamı hem de yıllarca anne deyip bağrıma bastığım kadını cezalandıracaktım. Kısasa kısastı!
Külotunu sıyırdım. Tüysüz amını görmemle birlikte elimle sıvazladığım sikim yavaş yavaş doğrulmaya başladı. Saçlarından tutarak kanepede doğrulttum. Manasıyla sertleşmemiş olan sikimi götüne, kalçasına sürtmemle birlikte iyice kendine geldi. Tükürükle ıslattığım sikimi parmaklarımla araladığım amından içeriye sokuşturmaya başladım. Perihan ağlıyor ama karşı da gelmiyordu. Sadece belli belirsiz söylemlerle ‘yapma’ demekle yetiniyordu. Belki de diyordu ama ben duymuyordum. O kadar sert köklemiştim ki amında ‘ahhh’ dediğini hatırlıyorum. Hızlandım, o kadar çok hızlandım ki yıllardır içimde biriken nefreti, öfkeyi amına kusmak istiyor gibiydim. Sesinin desibeli her seferinde daha da artıyordu. Sadece ‘ahh’ demiyor araya ‘ohhh’ da ekliyordu. Hoşuna gitmişti orospu cici annemim.
Halim kalmamıştı, fakat hala boşalamamıştım. Amından çıkıp saçlarından tutarak yine oturttum. Kan çanağı olmuş gözlerinden akan göz yaşlarına sikimi sürterek:
- Senin hakkın bu orospu! O sahte göz yaşlarını anca sikimle silerim! Yala şimdi!
Ağzını zorla açıp sikimi sokmuştum. Yalamıyordu. Yalamadıkça sinirleniyor, dişleri canımı yaksa bile sikimi ağzına sokup çıkarmaya devam ediyordum. Tokatlamaya başladım, her attığım tokatta daha da çok ağlıyordu. Hayatı boyunca unutmayacağı erotik hikayeler karşısında hiçbir direnç göstermiyordu. Bu teslimiyeti beni daha da çok sinirlendiriyordu.
Sikimi ağzından çıkarıp bacaklarının arasına geçtim. İyice kızarmış penisimi amına yerleştirirken sutyenini de hışımla çekip çıkarttım. Her köklediğimde savrulan büyük memelerini tutarken ağlamaklı gözleriyle bakmaya devam ediyordu. Memesini bırakıp boğazına sarılmıştım. Sıkıyordum, nefes almakta zorlanıyordu ama o görüntüsü beni çok daha fena azdırıyordu. O kadar hızlanmış ve boğazını sıkmıştım ki biraz daha devam etsem öldürecek gibiydim. Buna rağmen karşılık vermiyor, sadece kanepeye sıkmakla yetiniyordu. Neyse ki boşalmıştım, tam içine! Şelale gibi nefretimi içine boşaltırken halim kalmamış, üzerine düşmüştüm.
Yavaş yavaş ne yaptığımı anlamaya başlamıştım. Resmen tecavüz seks hikayeleri geçmişti aramızda. Fakat bu tecavüzde cici annem karşılık vermemişti. Çünkü her ne kadar sarhoş olursa olsun o da acısını paylaşıp hafiflemek istiyordu. Benim seçtiğim yol hoşuna gitmemiş olsa da karşı çıkmamıştı.
Üzerinden kalkıp yerdeki baksırımı kalçama geçirdim. İkimiz de sigara kullanmıyorduk ama babam olacak orospu çocuğu kullanıyordu. İllaki dolabında bir karton olurdu. Oraya gidip bir paket aldım. Salona döndüğümde Perihan ağlamaya devam ediyordu. Dizlerini kendine çekmiş, başını da arasına koymuştu. Seksi cici anneme tecavüz ettim dedim çünkü hala cezası bitmiş değildi. Bu sadece ilk taksitiydi!
Açtığım paketten çıkarttığım dalı yakarken:
- Ağlamayı kes orospu! Bundan sonra benim orospumsun. Bu yaşananları orospu çocuğu babama ben demeden anlatacak olursan ikinizi de öz annemin yanına gönderirim. Annemin çektiği ıstırabın mislini çekeceksin! Zamanı gelince orospu çocuğu kocan da öz oğlu tarafından ihanete uğramanın acısını yaşayacak.
- Sonra?
- Sonrası yok! Ben ne dersem o! Eğer affedilmek istiyorsan başka yolu yok.
Yerinden doğrulup kadehinde kalmış birkaç yudumu içtikten sonra orta sehpanın üzerinde duran paketten bir sigara da o alıp yaktı. Ağlamayı bırakmıştı ama gözleri kan çanağıydı. Ne diyeceğini benim gibi bilmiyordu. Bu kadar huzurluyken mutluyken hayatımın bir anda tersine dönmesini anne seks hikayeleri yaşamayı ben de beklemiyordum. Lakin her şeyin yeni başladığını tahmin edebiliyordum…